6 Mayıs 2017 Cumartesi


ADDIE MODELİ



(1)

1990’lı yıllardan sonra öğretim tasarımı çekirdek modele göre; tüm modellerdeki ayrıntılı işlemleri özetleyici nitelikte olan temel beş aşamada ifade edilmiştir. Bu aşamalar; analiz, tasarım, geliştirme, uygulama ve değerlendirme aşamalarıdır. Bizim ele alacağımız model olan ADDIE modeli ise; bu temel beş aşamayı içeriğinde barındırdığı ve öğretimin genel tanımlarından yola çıktığı için çekirdeksel öğretim tasarımı modellerlinden biridir. ADDIE modelinin aşamaları;

♦ Analiz ( Analysis )

♦ Tasarım ( Design )

♦ Geliştirme ( Development )

♦ Uygulama ( Implementation )
♦ Değerlendirme ( Evaluation )
(2)
ADDIE modeli ismini aşamalarının İngilizce isimlerinin baş harflerinden almıştır. ADDIE modelinde temel alınan üç soru vardır:
♦ Nereye gitmek istiyoruz?
♦ Oraya nasıl gideriz?
♦ Oraya geldiğimizi nasıl anlarız?
İşte bu soruların cevabına modelin beş aşamasını da sistematik bir şekilde uygulayarak ulaşabiliriz. Bu aşamaları kısaca özetleyelim:(3)


ANALİZ: Analiz aşamasında ihtiyaç analizi yapılarak, mevcut öğretim problemleri, öğrenenlerin (çalışanların) beklentileri, ön bilgileri (varolan), mevcut beceri ve yeterlilikleri, öğrenme ortamı, öğretim amaçları ve hedefleri belirlenir. Bunlar belirlenirken aşağıdaki sorular irdelenebilir. Tabii ki bu sorular değişebilir veya bu soruların yenileri oluşturulabilir.
Öğrenenler kimler? ve bu kişilerin karakteristik özellikleri neler?
Bu kişilerin sahip olması istenilen yeni davranış kalıpları neler?
Öğrenmeyi engelleyen etmenler var mı? Varsa bunlar nelerdir?
Yetişkin öğrenme modelleri neler? Hangileri kullanılabilir?
Bu eğitim sürecinin zaman kısıtlaması var mı? Varsa nedir?
Eğitim alacak kişilerin görev tanımları nelerdir?
İş analizi nasıldır?
Performans sistemi nasıldır ve kriterleri nelerdir?

TASARIM: Tasarım aşaması da öğrenme hedefleri, ölçme araçları, alıştırmalar ve etkinlikler, içerik, konu analizi, ders planlama ve materyal seçimi ile ilgilidir. Tasarım aşaması sistematik ve belirli olmalıdır. Öğretim tasarım planı her bir unsuru detaylara dikkat edilerek hazırlanmalı ve ihtiyaç analizini dikkate alarak planlanmalıdır. Bu aşamadaki adımlar:
Bilişsel, duyuşsal ve psikomotor hedef davranışlara göre içeriklerin oluşturulması
Tüm kaynakların incelenmesi (Media, internet, kaynak kitap, uzman kişi, prosedür vb.), hedef davranış ve içerik doğrultusunda öğretim stratejisinin oluşturulması.
Etkinliklerin ve materyallerin hazırlanması (interaktif veya sınıf)
Ölçme ve değerlendirme araçlarının hazırlanması
Tasarımın küçük gruplarda denenmesi

GELİŞTİRME: Bu aşamada, tasarımın test edilmesi sonucunda elde edilen veriler (öğrenen yorumları, deneme uygulamasında karşılaşılan problemler ve tüm gözlem sonuçları) kullanılır. Tasarım aşamasında oluşturulan içerik ve konular, etkinlikler, alıştırmalar, zamanlama, sınıf düzeni, materyaller ve ölçme-değerlendirme araçları tekrar gözden geçirilerek gerekli iyileştirme ve düzeltmeler yapılır.

UYGULAMA: Uygulama aşamasında, öğretmen (eğitmen) kılavuz kitabı veya materyali (interaktif de olabilir) ve öğrenci (öğrenen) kılavuzu (aynı şekilde interaktif olabilir) geliştirilir ve uygulanır. Geliştirilmiş olan tasarımın nasıl uygulanacağı konusunda eğitmenlere yol göstermek ve eğitime katılacak olanlara da bu eğitimde neleri nasıl yapacaklarına dair yardımcı olmak amaçtır.

Eğitmen kılavuzunda; eğitim stratejisi ve modeli, hedef davranışlar (eğitime katılanlardan, eğitimden sonra kazanmalarını beklediğimiz davranışlar), içerik ve konular, etkinlikler, alıştırmalar, materyaller, ölçme-değerlendirme araçları, süre, sınıf düzeni yer alır. En önemlisi de tüm bunların nasıl uygulanacağı anlatılır ve uygulaması yapılır.

Öğrenci kılavuzunda, kendilerinden beklenen hedef davranışlar, eğitimin amacı, içerik ve konular, eğitimde neler yapacakları, kullanacakları araç ve materyaller, uygulayacakları değerlendirme araçları anlatılır ve uygulanır.

Bu aşamada artık sınıfa inilir. Gerek sınıf eğitimi, gerek saha eğitimi, gerekse web tabanlı bir öğretim olsun. Uygulama yapılarak sonucunda özellikle aşağıdaki sorular irdelenir;
Ne işe yaradı / ne işe yaramadı?
Neleri değiştirmem gerekiyor? (Eklemeler ve çıkarmalar)
Daha başka hangi etkinlikleri kullanabilirim veya hangi değerlendirmeleri yapabilirim?

DEĞERLENDİRME: Öğretim tasarımının verimliliği ve etkililiğini ölçmek için oluşturulan bir değerlendirme sürecidir. Değerlendirme iki bölümden oluşur; şekillendirici yada biçimlendirici olarak tanımlanan ADDIE tasarımının her aşamasında gerçekleştirilen ara değerlendirmeler ve diğeri de özet değerlendirme olarak adlandırılan sürecin sonunda gerçekleştirilen ve ADDIE tasarımının bir bütün olarak değerlendirildiği bölümdür. Burada benim önerim Kirkpatrick değerlendirme modelinin uygulanmasıdır. Genellikle de eğitimciler tarafından bu model kullanılır. Kirkpatrick Değerlendirme Modelini başka bir yazımda ayrıca değerlendireceğim.

Öğretim tasarımlarının her birinin temelde tek bir amacı vardır. O da eğitim alacak kitlede hedeflenen davranış değişikliğini gerçekleştirebilmesidir. Bu amacı en iyi gerçekleştiren model de bana göre ADDIE modelidir. Çünkü tasarım sürekli bir değerlendirme ve iyileştirme sürecinden geçer. Bu da onun etkililiğini yükseltir ve başarılı olmasını sağlar.(4)

Özetlemek gerekirse;


Nereye gideceğiz?
– Bu gelişim faaliyeti ile neyi hedefliyoruz?

Nasıl gideceğiz?
– Gelişim faaliyetinin yapısal nitelikleri nelerdir?

Yolcularımız kimler?
– Eğitim programının veya gelişim faaliyetinin öncelikli hedef kitlesi kim?

Aracımızın ve yolun özellikleri ne?
– Fiziksel ve organizasyonel kısıtlamalarımız nelerdir?
– Gelişim faaliyetinin teknik gereksinimleri nelerdir?
– Zorunlu bilgi kaynakları ne kadar erişilebilir.

Gitmemiz yere geldiğimizi nasıl anlayacağız?
– Değerlendirme için hangi kriterler kullanılacak.(5)


KAYNAK

1-http://osmankilinc67.blogspot.com.tr/2016/04/addie-tasarm-modeli.html
2-https://ogretimtasariminef.wordpress.com/2011/03/09/addie-modeli/
3-https://www.slideshare.net/burcuco/addie-modeli
4-https://ikegitimvegelisim.wordpress.com/2012/02/28/ogretim-sistemi-tasarimi-isd-addie-modeli/
5-http://www.cevizakademi.com/addieyi-taniyalim-analiz/














22 Nisan 2017 Cumartesi


BLOOM TAKSONOMİSİ

Taksonomi, canlıların sınıflandırılması ve bu sınıflandırmada kullanılan kural ve prensipler olarak özetleniyor kısaca. Taksonomi yunanca taksis (düzenleme) ve nomos (yasa) sözcüklerinden türetilmiştir.



İlk olarak 1956 yılında Chicago Üniversitesi profesörü, Benjamin Bloom’un ‘Eğitsel Hedeflerin Taksonomisi’ olarak açıkladığı çalışma ile uzun yıllar eğitim sisteminde öğrencilerin algı ve öğrenme yapılarını geliştirerek üst düzeye çıkarılmak üzere yararlanılmıştır.


Bloom öncelikle her öğrencinin algı yapısının farklı olduğunu bilerek okul, kurs gibi toplu eğitim verilen yerlerde bu farklılığın etkilerini en aza düşürmek ve bunu çocuk,aile,toplum için faydalı hale getirmek üzere çalışmalara başlamıştır. Bloom modelini oluşturan temel şey; öğrenciye etki eden kişisel algılama farklılıklarını kontrol altında tutarak öğretimin niteliğinin kontrol edilebilmesidir. Bu model ek çaba ve zaman ile her öğrencinin verilmek istenilen bilgiye ulaşmasının mümkün olduğunu göstermektedir.(1)


Bloom en alt düzeye bilgi adını verir, öte yandan daha üst zihinsel yetenekler, giderek karmaşık hale gelen beş entelektüel düzeye ayrılmıştır.


kavrama
uygulama
analiz
sentez
değerlendirme(2)


BLOOM’un sınıflamasının temel özelliği öğretmene; “öğretim sonunda öğrencide ne tür değişiklik olacaktır?” sorusuna cevap bulmada yardımcı olmasıdır.
Öğretim programı hedeflerinin aşamalı sınıflaması üç alanda yapılmaktadır.


A) BİLİŞSEL (Kognitif) ALAN
B) DUYUŞSAL (Efektif) ALAN
C) DEVİNİMSEL (Psikomotor) ALAN(3)



BİLİŞSEL (KOGNİTİF) ALAN: Þ Öğrenilmiş davranışlardan zihinsel yönü ağır basanların kodlandığı alandır. Bu alan; bilginin edinilmesi ve uygulanması ile ilgilidir. Bireyin zihinsel süreçlerle ilgili olarak okuduğunu anlaması, problem çözmesi, kavram bilgisi gibi özellikleri kapsar. Bireyin zihnindeki kimyasal bilgi kodlamasıyla alakalıdır. Bu alan BLOOM tarafından kodlanmıştır.
Aşamalı olarak 6 ana basamağa ve her basamakta alt basamaklara ayrılmıştır. (4)


DUYUŞSAL ALAN (EFEKTİF ALAN): Þ Duyuşsal alan ilgi, tutum, güdülenmişlik, kaygı, benlik, kişilik, değer yargıları gibi özellikleri içermektedir. Öğrencinin bir konu, bir olay ve bir durum karşısında geliştirmiş olduğu eğilimleri içerir. Duyuşsal alan davranışları öğrencilerin belirli tercihler yapma, bir şeyden hoşlanma yada hoşlanmama, bir durumu sahiplenme yada kaçınma eğilimleri olarakta tanımlanabilir.(4)


PSİKOMOTOR ALAN

Algı : Kısaca bir adım sonrasını tahmin etme olarak adlandırabiliriz ya da adım-sonuç ilişkisini kurabilmek
Yerleştirmek : Üretme sürecinin adımlarını sırasıyla belirler, hareket etmeye hazırlık denebilir.
Güdümlü yanıt : Pratik yapmak, deneyimlemek olarak özetlenebilir.
Mekanizma : Yeni öğrenilecek olan bilgiyi ve beceriyi kavramada ara safha olarak adlandırılır.
Karmaşık açık cevap : Edinmiş olduğu bilgilerle yeni bilgileri harmanlayarak otomatik performansla direk hareket etmek.
İcat etme : Edinmiş olduğu verilerle yeni verilere ulaşmak.(5)

Kaynak

1-http://www.bilgiustam.com/bloom-taksonomisi-nedir/
2-http://ogta.net/lesson/ogretim-hedefleri-sunum
3-http://www.webdersanesi.com/dersler/egitimde-program-gelistirme/hedeflerin-asamali-siniflandirilmasi---bloom-taksonomisi/282
4-http://www.webdersanesi.com/dersler/egitimde-program-gelistirme/hedeflerin-asamali-siniflandirilmasi---bloom-taksonomisi/282
5-https://hakankaratas.wordpress.com/2011/01/11/bloom-taksonomisi/

8 Nisan 2017 Cumartesi




KAVRAM



Kavram, bir nesnenin zihindeki tasarımıdır. Bu bir yönüyle nesneye, diğer yönüyle anlama ifade eder. Kavramın dildeki karşılığına terim denir. Kavramlar yoluyla düşünür, düşündüğümüzü dil yoluyla aktarırız. Kavram, hayalden farklıdır. Hayal bir objenin belli bir anının tasarımıdır ve özeldir. Oysa kavram, aynı türdeki nesnelerin ya da varlıkların ortak tasarımlarıyla oluşur. Bu nedenle özel değil, geneldir.


Kavram Türleri

  •  Soyut ve Somut Kavramlar
  •  Nesnel ve İlişkisel Kavramlar
  •  Üst, Alt ve Bağlantılı Kavramlar
  •  Kendiliğinden ve Kendiliğinden Olmayan Kavramlar
  •  Günlük ve Bilimsel Kavramlar

Duyu organları ile algılanabilen her şey somuttur. Duyularla algılanamayan, sadece somut kavrama atfedilen özelliklerden somutlanarak elde edilen kavramlar soyut kavramlardır. Mesela somut kavramlar nesnel dünyada varlıklara karşılık gelir. Örneğin “insan”, duyu organlarıyla algılanan somut bir kavramdır. Ama insana özgü birtakım niteliklerden ayıklanarak “insanlık” diye ortaya çıkan kavram, somut olarak yoktur.


- Bu sınıfta birçok insan var.

– Bu sınıfta hiç insan kalmamış.


   Somut Kavramlar: 



Çevremizde beş duyu organlarımız aracığıyla gözlemlediğimiz kavramlardır.

Soyut Kavramlar: 


Çevremizde beş duyu organlarımız aracığıyla gözlemleyemediğimiz kavramlardır. 

Nesnel Kavramlar: 

Bireyin çevresinde bulunan fiziksek varlık ya da nesneleri sınıflamada kullanılır.

İlişkisel Kavramlar: 


Nesnel kavramlar arasında ilişkiyi betimlemek için kullanılan isimlerdir.


Kavramlar kendi içlerinde belirli bir hiyerarşiye ve aşamalı bir duruma sahiptir. Bu aşamada en üst seviyede bulunan kavramlara üst kavramlar; Bu kavramın belirli bir bölümü kapsayan kavramlara ise alt kavramlar denir. Ör : Kavram Haritaları


Kendiliğinden Oluşan Kavramlar: 

Çocukların düşünme özelliklerini doğrudan yansıtan kavramlara denir.(Jean Piaget) Ör: Çocuğun acıkınca "mama" demesi...


Kendiliğinden Olmayan Kavramlar:

 Çocukların genellikle yetişkinlerin istediği doğrultu da düşünce biçimini gösteren kavramlardır. Ör: Çocuklara mama yerine "karnım acıktı" cümlesini öğretmek...


Günlük Kavramlar: 

Bireyin çevre etkileşimi sonucu yetişkinler aracığıyla öğrendiği kavramlardır. Ör: Babanın çocuğundan su isteyip, çocuğun suyu getirmesi...

Bilimsel Kavramlar:

 Bireyin sistematik ve mantığa uygun bir şekilde okul içerisinde öğrendiği kavramlardır. Ör: Ders içerisinde teknik kavramların kulllanılması "Kavram Nedir", " Strateji" .. vb.

Kaynak

http://www.felsefe.gen.tr/kavram_nedir_kavram_turleri_nelerdir.asp
http://alperenfisne.blogspot.com.tr/2016/04/kavram-turleri.html
http://ogta.net/lesson/strateji-sunum

15 Mart 2017 Çarşamba

Esma Tekin-Öğrenme Stilleri



ÖĞRENME STİLLERİ

İnsanoğlu ilgi duyduğu alanlardaki konuları çok daha çabuk kavrar ve öğrenir.


Bu nedenle, ilgi alanlarında araştırma yapmak, yeni bir şeyler öğrenmek, kişinin öğrenme becerilerini geliştirir. Bu yolla geliştirilen öğrenme becerileri kullanılarak, ilgi alanına girmeyen ama zorunlu olarak öğrenilmesi gereken konular da daha etkin biçimde öğrenilebilir. 



Öğrenme stili; Doğuştan var olan karakteristik özelliklerimizdir. Yaşamımızın her anında, her boyutunda davranışlarımızı etkiler. Yürürken, oynarken, konuşurken, yazarken, otururken, yatarken yaşamın her anında ve her boyutunda bireyin davranışlarını etkiler.

Kan grubunuzu biliyor musunuz? Eğer bilmiyorsanız öğrenmeniz gerektiğini biliyorsunuz.

Kan grubunuzun, sizin için yaşamsal önemi var. Kan grubunuz kadar önemli olan öğrenme stilinizi bilmeniz de yaşamınızı oldukça kolaylaştıracaktır. Çünkü öğrenme stilinizi bilmek, size anlamsız gelen pek çok davranışınıza anlam katacaktır. Öğrenme stiliniz sizin kan grubunuz gibi doğuştan var olan ve sizin yaşamınıza çok derin etkileri olan özelliğinizdir. 
 



Öğrenme stiliniz yaşam boyu değişmez ama yaşamınızı değiştirir. Öğrenme stilleri, algılama ve yorumlama olarak iki boyutta ele alınır. Algılama, görsel, sözel (işitsel) veya dokunsal olabilir. Yorumlama ise bütünsel veya ardışık olabilir.(1)

1. Görsel:

 Görerek ve okuyarak öğrenmeyi tercih edenler. Kendi kendine okuyarak öğrenirler, renkli temsil, grafik ve haritaları tercih ederler;

2. İşitsel: 

İşiterek, dinleyerek ve tartışarak öğrenmeyi tercih ederler;

3. Kinestetik: 

Bazılarının aklında hareket enerjisi daha iyi kalır. Bunlar öğrenecekleri şeylerle fiziksel temas kurarak, yaparak öğrenirler; Tactil, kişinin el ile duyumsamasına dayanır. Kinestetik gezme, pandomim, dramatize etme vs yi kapsar.

4. Sosyal:

Bazı öğrenciler de başkalarıyla sosyal etkileşim (interaksiyon) halinde daha iyi öğrenir
Öğrencilerin bu dört tip öğrenmeden hangisine yatkın olduğu (bilgi alma ve işleme yönünden) tespit edilirse, ona göre öğretim materyali hazırlanabilir.(2)

Farklı öğrenme stilleri için öneriler


Dokunarak-Hareket ederek

Ders çalışırken

Sık sık ara vermeye gereksinim duyabilirsiniz. Sözcükleri ya da sözel bilgileri öğrenirken onları kuma yazın! ya da kilden yaratın!. Öğrenirken ellerinizi kullanabileceğiniz her fırsat size yardımcı olacaktır. Ders çalışırken hareket edin. Örneğin küçük çocuklar çarpım tablosunu öğrenirken trampolin üserinde atlayabilirler.

Öğretmenlere ipuçları

Bu öğrenciler genellikle öğretmenleri tarafından başarısız olarak görülürler. Aslında bu öğrenciler yaratıcıdırlar ve ellerini kullanabilecekleri fırsatlar ararlar. Sınıfta mümkünse size yakın oturmalılar ve aktiviteleri iyi organize edilmelidir. Bu öğrencilerin hareketliliklerinden sınıfta yararlanabilirsiniz. Örneğin sınıf panosunu düzenleyebilirler, sınıfın temizlenmesine yardımcı olabilirler ya da hareket gerektiren diğer işleri yapabilirler. Hatta sınıfta yapmaları gerekenleri ayakta yaharak bile daha rahat edebilirler.

Duyarak

Ders çalışırken

Bu öğrenciler ders çalışmak için sessiz bir yere ihtiyaç duyarlar. Yüksek sesle okumakla ya da teybe kaydedilmiş materyali dinlemekle öğrenmelerine katkıda bulunurlar. Başka bir arkadaşla çalışmak da bu çocuklar için iyi olabilir.

Öğretmenlere ipuçları

Bu öğrencilere önceden kaydedilmiş bilgiyi dinletebilirsiniz. Bu mümkün olmazsa kendi kendilerine yükses sesle okumalarna ya da bir arkadaşı okurken dinlemelerine izin verin. Yazıl ödevlerde büyük ihtimalle ekstra zamana gereksinim duyabilirler.

Görerek

Ders çalışırken

Görsel öğrencilerin çalışabilecekleri derli toplu ve karışık ve kalabalık olmayan bir yere gereksinimleri vardır. Ders notları tutmaları yararlıdır. Ders kitabında ya da yazılı metinlerdeki resimlerden çalışmak bu öğrencilere çok uygundur. Bu öğrenciler genellikle yazılı sınavlarda başarılıdır.

Öğretmenlere ipuçları

Bu öğrencilerle çalışırken tahtaya yazarken onlara arkanızı dönmeyin çünkü bu öğrenciler siz konuşurken sizin ağzınızı görmek isteyeceklerdir. Görsel öğrenciler ders anlatımı sırasında eğer not tutmuyorlarsa dersten kolayca uzaklaşacaklardır. Bu öğrenciler yazılı yönergelere gereksinim duyarlar. Bu öğrenciler için genellikle okumayı öğrenirken fonetik yöntem uygun olmamaktadır.(3)

KAYNAK

1-http://rehberlik.beykent.k12.tr/makale/detay/OGRENME_STILLERI_OZELLIKLERI/524

2-http://oguzcetin.gen.tr/ogrenme-stilleri.html

3-http://w3.gazi.edu.tr/~aligullu/ost.htm

11 Mart 2017 Cumartesi



İHTİYAÇ ANALİZİ

İhtiyaç:

Mevcut durum ile olması gereken veya istenilen durum arasındaki farklılıktır.Bir bakıma, "Ne" ile "Ne olmalı?" arasındaki farktır.Okulun gelişimi için yapılacak çalışmalarda kullanılacak kaynaklar ayrılmadan önce, okulda hangi alanlarda gelişime ihtiyaç olduğunun belirlenmesi gereklidir. Bu amaçla gelişim sürecinin II. Basamağı, "İhtiyaç Analizi" olarak belirlenmiştir.


İhtiyaç Türleri:
v Normatif İhtiyaçlar (Normative Needs)
v Karşılaştırmalı İhtiyaçlar (Comparative Needs)
v Hissedilen İhtiyaçlar (Felt Needs)
v İfade Edilen İhtiyaçlar (Expressed Needs)
v Önceden Tahmin Edilen ya da Geleceğe İlişkin ihtiyaçlar (Anticipated or Future Needs)
v Acil İhtiyaçlar (Critical Incident Needs


İhtiyaç Analizi

Mevcut durum ile ulaşılmak istenilen durum arasındaki farkı ortaya koymak amacıyla izlenecek bir süreçtir. Karşılanmayan ihtiyaçların içerikleri, ne oldukları, sunulan ürün ve hizmetin elde edilmesindeki engeller, yapılacak ihtiyaç analizi ile ortaya çıkacaktır.(1)
Eğitim İhtiyaç Analizi Nedir? Hangi Eğitim Türleri Kullanılır?

Eğitim ihtiyaç analizinin amacı, bireysel ve kurumsal gelişimi sağlamak ve sürekli hale getirmek için, uygulamada karşılaşılan sorunları ve ihtiyaçları tespit etmek, değişim ihtiyacının ve isteğinin saptanarak uygun çözüm önerilerini sunmaktır. Şu süreçleri kapsar:

* İhtiyaçlar ve performans arasındaki ilişkinin tespiti,

* İhtiyaçların ortaya çıkış biçimleri ve etkilerinin saptanması,

* Eğitim ihtiyacının göstergelerinin analizi,

* İhtiyaç belirlemede izlenecek yaklaşımların sunulması,

* İhtiyaç analizinin stratejik yönü ve işlevsel değerinin aktarılması,

* Bilgi toplama,

* İhtiyaç analizine dayalı özgün eğitim programlarının tasarlanması,

* Eğitim programlarının uygulanması,

* Uygulanan programların değerlendirilmesi ve geliştirilmesi,

* Bireysel ve kurumsal gelişimin takibi.(2)


İhtiyaç Analizi Süreci:






1.Normatif İhtiyaçlar

Bizden beklenilenler ve yapabildiklerimiz arasındaki fark (3)


Kimi insanların korkulu rüyası olan sınavlar (YGS,LYS,KPSS,ALES vs. ) genelde toplumun büyük bir kısmının girdiği sınavlardır. Bu sınavları kazanmadan hayatımızı kazanmamızın zor olacağını düşünür hep insanlar işte bu noktada normatif ihtiyaçlar dediğimiz ihtiyaçlar belirler bazı standartları işte herkes bu sınavdan 300 üzeri almış ama sen alamamışsın felan diye karşılaştırılırız genelde yani toplumun geneli ile bir kıyaslama yapılıyorsa sizin için, bu normatif ihtiyaça bir örnek olarak verilebilir.


2.Karşılaştırmalı İhtiyaçlar:

Normatif ihtiyaca benzeyen ancak ölçüt olarak bir norm yerine aynı koşullardaki başka bir grubun kullanıldığı ihtiyaç türüdür.(3)



Karşılaştırmalı ihtiyaçlarda normatif
ihtiyaçlara benzer ancak bir farkı vardır birinde toplumun geneli ile bir grubu karşılaştırırken diğerinde aynı koşullarsa sahip 2 grubu bir biri ile karşılaştırırsın. Örnek verecek olursak bir özel okul düşünelim ve 1A be 1B sınıflarının koşularını karşılaştıralım hemen hemen bütün öğrencilerin gelir düzeyleri bir birine yakın olsun ve ayrıca derslerine giren öğretmenler, bu sınılar için kullanılan materyaller ve kurallar aynı olsun ama bu sınıflar arasında yinede sınav ortalamaları arasında bir fark olsun işte bu sınıfların karşılaştırılması karşılaştırmalı ihtiyaç türüne bir örnek verile bilir. (4)

3.Hissedilen ihtiyaçlar:


 Bireysel bir istek ya da ihtiyaçtır. Bu tür ihtiyaçlar en iyi görüşme ve anket yoluyla belirlenir.
Bazen yapmak istediğimiz bir şey vardır ama bir türlü sonuça ulaşamıyoruzdur. Bir şeyin eksik olduğunu biliriz ama ne olduğunu anlayamayız. Mesela zayıflamak isteyen biriyiz ve zayıflamak için pek bir şey yapmıyoruz sadece zayıflamamız gerektiğini düşünüyoruz ama bunun bir ihtiyacımız olduğunuda biliyoruz. Bu olay bir hissedilen ihtiyaça örnek verilebilir.(4)


4.İfade edilen ihtiyaçlar: 

hissedilen ihtiyacın eyleme dönüştürülmüş hali olarak tanımlanır.


Yukardaki örnekten devam edersek yani zayıflamak için bir uzmana başvurup ve bir spor salonuna kaydolursak hissedilen ihtiyaçı eyleme dönüştürmüş oluruz.Bu da ifade edelilen ihtiyaça bir örnek olur.(4)

5.Önceden tahmin edilen ya da geleceğe ilişkin ihtiyaçlar:

gelecekte oluşabilecek ihtiyaçların belirlenmesi üzerine odaklanır. Örnek: Bir okul müdürünün teknolojik gelişmeleri dikkate alarak bir sonraki eğitim öğretim döneminde yeni teknolojik araçların kullanıldığı eğitim öğretim uygulamalarının yapılmasına kara vermesi.


Hayatmızda çok karşılaşağımız bir ihtiyaçtır mesela yeni evlenmiş bir çifti düşünelim bir çocuk yapmak istiyorlar ama bunun için hazırlık yapmaları gerekiyor işte çocuk odası hazırlamak, onun için yatak hazırlamak, kıyafet almak ve dahada geniş düşünürsek ileride okul masraflarını düşünmek hatta dahada ileriyi düşünürsek büyüdüğünde onunda bir evi olması için şimdiden bir birikime başlamak gibi ihtiyaçlar bu ihtiyaç türüne örnek verile bilir. (4)


6.Acil İhtiyaçlar

Mager(1984) acil ihtiyaçları; nadir oluşan fakat önemli sonuçları olan başarısızlıklar olarak tanımlar.


Bu ihtiyaç türüne örnek verecek olursak mesela yolla yürüyoruz ve elimizde telefonumuz var ve önümüze bakmadan yürüyoruz aniden karşımıza biri çıkıyor ve onunla çarpışıyoruz telefon elimizden düşüyor ve kaymaya başlıyor bizde yakalamak için peşinden koşuyoruz tam yakalamak üzereyken telefonun üstünden bir araç geçiyor ve telefon kırılıyor ve bizim acilen bir telefona ihtiyacımız doğuyor. İşte bu ve bu gibi örnekler acil ihtiyaçlar için verilebilir.


KAYNAK
1-http://ihtiyacanalizi1.blogspot.com.tr/
2-http://www.egitimduyurulari.com/ho.asp?id=4446&ne=m
3-http://ogta.net/course/ihtiyac-belirleme-ve-analizi
4-http://dogancankorun.blogspot.com.tr/2016/03/ihtiyac-turleri.html

4 Mart 2017 Cumartesi

        

         BİLGİSAYAR VE ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ ÖĞRETMENLİĞİ



Üniversite sınavının yaklaştığı şu dönemlerde Üniversite adaylarına benim bölümüm olan Böte'yi tanıtacak bir yazı yazmak istedim. 

Eğitim fakültelerinin 1998 yılında yeniden yapılanması sonucunda birçok eğitim fakültesinde bu bölümler oluşturulmuştur. Bölüme sadece Türkiye'deki üniversitelerde rastlanmaktadır. Lisans mezunları Bilgisayar Öğretmeni ve Öğretim Teknoloğu ünvanını taşımaya hak kazanır. Lisans programındaki bilgisayar eğitimi ile mezunlar bu iki meslek dışında Yazılım Tasarımcısı ve Yazılım Geliştirimi olarak da istihdam edilmektedir. Lisans programının iki ana amacı bulunmaktadır:(1)






Birinci amaç ilk ve orta öğretimde görev alacak olan, temel mesleki bilgi ve becerileri kazanmış bilgisayar öğretmenleri yetiştirmektir(1)



İkinci ana amaç ise, öğrenci kitlesinin pedagojik düzeyine ve müfredata uygun öğretim materyali ve eğitim yazılımı tasarlama, geliştirme, uygulama ve değerlendirme alanlarında donanımlı BDÖ  (Bilgisayar Destekli Öğretim) uzmanları yetiştirmektir. (1)



Bölümün Amacı

Eğitim teknolojileri ile ilgili bilgi, beceri ve yetkinlik kazandırmak üzere ilköğretim ve orta öğretim düzeyinde çalışacak; bilgi ve iletişim teknolojilerinin ve öğretim materyallerinin eğitimde kullanılması konusunda diğer öğretmenlere destek verecek öğretmenler yetiştirmektedir. Bu öğretmelerin uzaktan eğitim, e-öğrenme, bilgisayar destekli eğitim vb. teknolojilerin eğitimde kullanılmasıyla ilgili tasarım  ve süreçlerin gerçekleştirilmesinde özel sektörde de çalışabilecek nitelikte bireyler olması amaçlanmaktadır.(2)


Neden Böte ?


Günümüz teknoloji çağı ve hayatımız teknoloji üzerine kurulu. Günümüzün dijital yerlilerini bu teknolojik çağa en donanımlı şekilde hazırlamakta Bilgisayar öğretmenlerinin önemi büyük. Sürekli gelişmekte, her gün yenilenmekte olan teknolojiyi takip etmeyi gerektiren bu bölümün öğrencisi olmak güzel(3)




Ben bilgisayar öğretmen değilim sadece…
Ben
Web Tasarımcısıyım
Reklamcıyım
Öğretim Tasarımcısıyım
Performans Teknologuyum
Yazılımcıyım
Fotografçıyım
Öğretmenim
Bilim adamıyım
vb…..

uzar gider…

Biz bu bölümde en çok ta neyimi öğrendik biz burada “”Öğretmeyi değil öğrenmeyi öğrendik…””

İşte diğer bölümlerden farkımız bu!..(4)


KAYNAK

1-www.ogretimteknolojileri.net/2010/06/26/bote-nedir-ne-degildir
2-www.nedir.com/böte

3-anlatsin.com/...ve.../neden-bilgisayar-ve-ogretim-teknolojileri-ogretmenligi-bolumu
4-https://mervekaraman.wordpress.com/2012/10/25/neden-bote/














25 Şubat 2017 Cumartesi

Öğretim Tasarımı Esma Tekin


Örtük Bellek

Örtük bellek uzun süreli bellek çeşitlerindendir. Bu yüzden önce uzun süreli belleği açıklayayım.




Uzun Süreli Bellek Bilgiyi beceriyi saatler, günler, aylar ve yıllarca zihinde tutar ve hatırlamayı sağlar. Uzun süreli belleğe bilgiler kısa süreli bellekten geçer. Bu bellekte bilgiler kullanıldıktan sonra atılmaz, saklanır. Kısa süreli bellek derin olmayan bir havuza, uzun süreli bellek ise okyanusa benzetilebilir.
Örneğin, birinci sınıftaki öğretmenimizin adı uzun süre belleğimizde kalmıştır.(1)



Uzun Süreli Bellek

Açık

  • Anısal
  • Anlamsal

Örtük

  • Ön uygulama etkisiyle örtük öğrenme
  • Klasik koşullanma
  • Beceriler ve alışkanlıklar


Örtük Bellek

Geçmiş bir deneyiminizi hatırlamaya çalışın. Sanki bir sandıkta önceden sakladığınız bir eşyayı arar gibi belleğinizden anıları geri çağırabilirsiniz. Bunu istemli olarak yapar, aynı şekilde yeni anıları depolayabilirsiniz. Peki ya belleğiniz kendi kendine depolama özelliğine sahipse? Siz kaydet demeseniz bile Ctrl+S tuşuna otomatik olarak basan bir sisteme sahipsek?(2)

Örtük bellek dediğimiz bu sistem biz farkında olmadan yaşadığımız şeyleri kaydetmektedir. Tabi ki bir kamera gibi her şeyi değil ! Derste uyukladığımız esnada öğretmenin anlattığı şeyler sanki hiç aklımızda kalmamış gibi gelmiş olabilir. Ama eve gittiğimizde, aslında konuya hakim olduğumuzu fark edebiliriz. Bu olay örtük belleğimizin başının altından çıkmıştır. Genel olarak örtük belleğin davranışımız üzerindeki etkisinden haberdar değilizdir ve örtük bir şekilde kaydedilen anılarımızın tamamını hatırlayamayız. Örtük bellek; açık belleğimizden bağımsız olan öğrenme türleri ve onlara dair hatırlamayı içerir. Yani bisiklete binmek 1 kere öğrenilir ve sonrasında örtük belleğin şefkatli kollarına teslim edilir. Sonrasında sürerken hatırlamaya çalışmamıza, neler yaptığımızın tek tek üzerinden geçmemize ya da öğrendiğimiz ana ait anıları geri çağırmamıza gerek kalmaz. Artık bir otomatik pilota sahibizdir. Örtük belleğimiz!(2)

  • Kişnin farkında olmadan öğrendiği bilgileri içerir. 
  • Kişi öğrendiğinin farkında değildir 
  • Örtük Bellek, geçmiş olayların, otomatik ve bilinçsiz olarak anımsanmasıdır. (3) 
Bu bellek bir çok farklı sistemle çalışmaktadır. Bunlardan biri olan “hazırlama” yakın zamanda gerçekleşen deneyimlerin, öğrenilenlerin onlarla bağlantılı şeylerin hatırlanmasını kolaylaştırmasını ifade eder. Yani son zamanlarda sık sık kullandığınız “efso!!!” kelimesinin nereden geldiğine hayret etmeyin, yakınlarınızda bunu sık sık kullanan bir arkadaşınız olabilir. Hazırlama etkisini ölçümleyen bir araştırmada Warrington ve Weiskrantz , Korsakoff sendromu (Eski deneyimleri hatırlayamama ve yeni şeyleri öğrenememe hastalığın bir özelliğidir.) görülen kişilere tamamlanmamış deve resimleri gösterilmiş ve ne olduklarını tanımlamaları istenmiştir. Katılımcılar bir önceki günde yaptıkları alıştırmaya dair hiçbir şey hatırlayamamalarına rağmen 3. Gün sonunda tamamlanmamış şekilleri tanımlama performanslarında artış gözlenmiştir. Bu katılımcılar son günde daha az hata yapmışlardır. Bu da her ne kadar geçmiş günlerdeki deneyimleri hatırlamasalar da örtük belleğin bu deneyimlerden öğrendiğini göstermektedir.(2)



Yine örtük belleği test etmek için yapılan bir çalışmada, kişilere bir hazırlayıcı (“havuç” sözcüğü) ve bir test uyarıcısı (“hav” sözcüğü) verilmiştir. Katılımcının görevi test uyarıcısını anlamlı bir sözcük olarak tamamlamaktır. Yani hav hecesi ile başlayan kelimeler türetmeleri istenmiştir. Bu çalışma sonucunda “havuz” – “havza” gibi sözcükler yerine “havuç” sözcüğünün katılımcılar tarafından daha hızlı oluşturulması, hazırlama etkisine bir örnektir. Biz yakın bir zamanda duyduğumuz kelimeleri bilerek depolamasak da örtük bellek bizim için onları kaydetmiş ve hav- hecesini tekrar gördüğümüzde istemsiz bir şekilde “havuç” olarak tamamlamışızdır.(2)

Kaynak

1-http://www.dersimiz.com/ders_notlari/Bellek-Hafiza-ve-Turleri---Ogrenme-Bellek-Hatirlama-Iliskisi-Psikoloji-oku-22908.html
2-http://psikolezyum.com/ortuk-bellek-ve-hazirlama/
3-www.meslegimokullari.com/wp-content/uploads/attachments/sml/.../psikoloji_6.ppt






















































15 Şubat 2017 Çarşamba



Veri, enformasyon ve bilgi arasındaki farklar nelerdir ?


Veri enformasyon ve bilgi arasında farklara bakmadan önce bunların ne demek olduğuna bakalım önce. (Veri ham (işlenmemiş) gerçek ya da enformasyon parçacığına verilen addır. . Daha anlaşılır olarak verinin ne olup olmadığını inceleyelim.Bilgisayardaki işlenmemiş her bilgi veridir. Daha doğru bir deyimle veriler işlenerek bilgi veya enformasyon kelime anlamını kazanırlar. Formülüze edirler. Yorumlanıp, işlenebilirler. Yani işlenip yorumlanıp bir sonuca varmak ve belirtmek için vardırlar. Tanımladığımız her şey ayrıca yine veridir. 
  • Örneğin bir program yazıyorsunuz diyelim C# yazılımı ile. Bir değişkenimiz x olsun. X in bir değer aldığını düşünelim. Şimdi x ve aldığı değer birlikte artık bir veridir programımız için.)1

Farklar


  • (Bilgi elde etmek için araştırma yapmak gerekir. Enformasyon ise ihtiyacımız olmadan gelir.
  • Bilgi, ayırdında olma ve bilme edimini yaratır. Enformasyon ise daha çok, karmaşa yaratır.
  • Bilgi, süreci verir. Enformasyon ise yalnızca sonucu aktarır.
  • Bilgi, düşünce üretirken, enformasyon hükmü bildirir.
  • Bilgi, neden ve niçin sorularını sorgular. Enformasyon ise kim ve ne sorularını yanıtlar.
  • Bilgi net ve yalındır. Enformasyon ise aşırı derecede tekrar içerir.)2
  • Veri ve bilgi birbiriyle bağlantılıdır fakat aynı şey değildir. Veri hamdır, işlenmemiştir ve analiz edilmemiştir. Bu veri analiz edilip işlenince bilgi olur.
  • (Bilgisayarların veriye ihtiyacı vardır. İnsanların ise bilgiye. Veri yapı taşıdır. Bu yapı taşlarıyla bilgiyi oluşturursunuz. Bilgi hem anlam hem içerik sunar. Veri hamdır. Şekillendirilmemiştir, işlenmemiştir ve çözümlenmemiştir. 1 ve 0’lardan oluşan anlamsız bloklardır insanlar için. Organize ve insan dostu değildir veri.)3


Veri kavramının çeşitli alanlarda farklı tanımları vardır.Enformasyonun da bu konuda ondan bir farkı yok. (Bilişim sektöründe  Enformasyon, örneğin bir bilgisayarda bulunan bazı verilerin çeşitli işlemlerden geçirilerek (kayıt, depolama, sorgulama, düzenleme ve özetleme vb) biçimlendirilip bir anlam ifade edilmiş haline denir.)1


Şimdi de “bilgi” kavramını inceleyelim. Bilgi basit olarak verilerin işlenmiş halidir.
Enformasyonların bir araya getirilmesiyle de oluşurlar. Bilgiler verilerin bazı işlemlerden geçmesiyle oluşur bu işlemler sırası ile   Verilerin toplanması  sınıflandırılması, yeniden düzenlenmesi, özetlenmesi , saklanması ile , yeniden elde edilir ve iletilir. İletilen bilgidir.
3 tane birbirinden farklı kavramlar gördük ve birbirlerine karıştırılabileceğini düşünüyorsunuz. Şimdi belirgin öğrenme sağlamak amacıyla gerçekçi ve akılda kalıcı örnekler verelim.


(Doğum tarihimiz ve yaşımızı ele alalım. Doğum tarihimiz bir veridir. Yaşımız ise bilgidir. Birisi yaşımızı sorduğunda veri olarak doğum tarihimizi kullanırız, var olan yıldan çıkartırız ve dolayısı ile veriyi işlemiş, bilgiye ulaşmış oluruz. Bu örnek veri-bilgi kavramlarını öğrenmek için çok yerinde bir örnektir.)1







Bu görseli ile daha çok anlaşılır oldu her şey. Yine de tekrar örneklersek : Sizin fotoğrafınızı çekersem, fotoğraftaki siz bir verisiniz. Çektiğim fotoğraf ise enformasyon. Fotoğrafa bakıp 21 yaşındaki bir insanın görünüşü varsayımı ise doğru ya da yanlış bir bilgidir.









Kaynak:
1-https://ibrahimerol.wordpress.com/2013/10/20/veri-bilgi-ve-enformasyon-kavramlari-hakkinda-bilgiler-ve-farklari/
2-http://cihanshn.blogspot.com.tr/2015/01/bilgi-ve-enformasyon-arasndaki-fark.html
3-https://limenya.com/veri-ve-bilgi-arasindaki-fark/